Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma sürecinde olmaları, nükleer bomba barındırma olasılığına ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi. İsveç, ABD kuvvetlerine potansiyel olarak 17 askeri tesis açma niyetini dile getirirken, Finlandiya ise 15 üs ile birleşerek Kuzey Avrupa'da 32 yeni ABD üssüne ev sahipliği yapmayı planlıyor.
Ancak, İsveç'in NATO'ya katılmasıyla birlikte, nükleer silahların topraklarında depolanması konusu yeniden tartışma konusu haline geldi. Bazı sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, hükümetten bu konudaki tutumunu netleştirmesini istedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, İsveç'in başkalarının saldırısından sonra nükleer silahlara başvurabileceğini belirtti. Kristersson, NATO'nun, demokrasilerin varlığını sürdürebilmesi için nükleer şemsiyeden yararlanması gerektiğini vurguladı.
NATO'nun soğuk savaş döneminde eski Sovyetler Birliği'nden gelen potansiyel nükleer tehditlere yanıt olarak kurulan nükleer paylaşım anlaşması, halen devam ediyor. Bu anlaşmanın bir parçası olarak, birçok Avrupa NATO üyesi ülke, ABD'ye ait B61 nükleer yerçekimi bombalarına ev sahipliği yapıyor.
Son olarak, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, komşu Belarus'ta Rus taktik nükleer silahlarının konuşlandırılmasına yanıt olarak, NATO'nun Varşova'nın kendi topraklarında nükleer silahların konuşlandırılmasını kabul etmesi durumunda istekli olduğunu belirtti.