İran’ın yeni roketi, katı yakıtla çalışan çok kademeli bir sistem olarak tasarlandı. Bu sistem, daha büyük ve ağır uyduları fırlatabilecek kapasiteye sahip. İran Uzay Ajansı, roketin aynı anda birden fazla uyduyu yörüngeye taşıyabileceğini açıkladı. Ayrıca, roketin 500-1000 km arasındaki alçak dünya yörüngesine (LEO) uydu yerleştirebilme yeteneği olduğu belirtildi.
İran Uzay Ajansı Başkanı, bu roketin, İran’ın uzaydaki bağımsızlığı için kritik bir adım olduğunu söyledi. İran, bu tür projelerle iletişim, gözlem ve meteoroloji uydularını bağımsız olarak fırlatmayı ve bölgedeki uzay projelerinde söz sahibi olmayı hedefliyor. İran, uzay programının tamamen barışçıl amaçlarla yürütüldüğünü savunsa da, bu gelişme Batı ve İsrail tarafından askeri bir tehdit olarak algılandı.
ABD ve İsrail, İran’ın bu adımına sert tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu roketin kıtalararası balistik füze (ICBM) programlarına dönüştürülebileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, bu tür testlerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararına aykırı olduğu öne sürüldü.
İsrail, İran’ın yeni uydu roketini bölgesel bir tehdit olarak nitelendirdi. İsrail Başbakanı, bu tür projelerin, İran’ın askeri füze kapasitesini artırma hedefinin bir parçası olduğunu iddia etti. Bu gelişmenin, İsrail’in bölgedeki önleyici müdahale politikasını tetikleyebileceği ifade ediliyor.
Savunma uzmanlarına göre, İran’ın bu hamlesi, yalnızca uzay programı açısından değil, askeri teknoloji bakımından da önemli. Katı yakıtla çalışan çok kademeli roketlerin, balistik füze programlarına doğrudan katkı sunabileceği belirtiliyor. Bu teknoloji, kıtalararası balistik füzelerin (ICBM) geliştirilmesinde kullanılan bir sistem olarak biliniyor. Bu nedenle, bu gelişme, Batı ülkeleri ve İsrail’de askeri endişelere neden oldu.