Avrupa Birliği’nin yeni atanan Savunma ve Uzay Komiseri Andrius Kubilius, AB’nin savunma politikalarını yeniden şekillendirmek ve üye ülkelerin askeri kapasitelerini artırmak amacıyla bir dizi öncelik belirledi. Eski Litvanya Başbakanı olan Kubilius, bu ay göreve gelmesinin ardından Avrupa Parlamentosu’nun güvenlik ve savunma alt komitesine hitap etti.
Kubilius, Rusya’nın AB için en büyük askeri tehdit olduğunu ve bu durumun “uzun bir süre” devam edeceğini ifade etti. Bu bağlamda, AB’nin en uç askeri olasılıklara, özellikle de Rusya’dan gelebilecek tehditlere karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. Bu amaçla, görevinin ilk 90 günü içinde bir savunma beyaz kitabı yayımlamayı planladığını açıkladı.
Komiser, Rusya’nın savaş ekonomisi moduna geçtiğini ve altı ay içinde Alman Ordusu’nun stoklarından daha fazla askeri teçhizat üretebildiğini belirtti. Bu nedenle, AB’nin kendi savunma sanayisini güçlendirmesi ve stratejik yeteneklerini artırması gerektiğini vurguladı. Özellikle konvansiyonel silahlar ve büyük savunma projelerinde AB’nin hala “oldukça büyük yetenek boşlukları” olduğunu ifade etti.
Kubilius, AB’nin savunma gelişimine yönelik tutumunun kademeli yaklaşımdan bir “Büyük Patlama yaklaşımına” geçmesi gerektiğini savundu. Bu kapsamda, Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesi, Avrupa’nın kendi üretim ve hazırlık kapasitesinin artırılması ve savunma finansmanının güçlendirilmesi gibi üç ana konuya odaklanılması gerektiğini belirtti.
Ukrayna’ya desteğin yetersiz kalmasının, Rusya’nın daha erken ve daha şiddetli bir saldırganlık göstermesine neden olabileceğini ifade eden Kubilius, AB’nin Ukrayna’ya uzun vadeli ve finansal destek planlarıyla net bir mesaj vermesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, bu mesajın Washington’a da iletilmesi gerektiğini, yeni ABD yönetiminin ne yapacağını beklemek yerine AB’nin kendi duruşunu netleştirmesi gerektiğini vurguladı.
AB’nin savunma politikalarında bu yeni yaklaşım, Avrupa’nın güvenliğini sağlamlaştırmayı ve olası tehditlere karşı daha hazırlıklı olmayı hedefliyor. Komiser Kubilius’un liderliğinde, AB’nin savunma kapasitesinin önemli ölçüde artırılması planlanıyor.