ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, bu yeni hidrojelin en dikkat çekici özelliği, yaralara uygulandığında hızlı bir şekilde koruyucu bir kaplama oluşturarak dış etkenlere karşı bariyer görevi görmesi. Bu kaplama sayesinde hem mikrop kapma riski azalıyor hem de kanamaların daha hızlı kontrol altına alınması sağlanıyor.
Saha koşullarında kullanılmak üzere tasarlanan bu hidrojelin, sadece basit bir uygulama ile kanama durdurucu ve iyileştirici bir etkiye sahip olması amaçlanıyor. Özellikle savaş alanında veya zorlu koşullarda yaralanan askerlere, kolayca uygulanabilmesi sayesinde hayati önem taşıyan ilk yardım desteği sağlaması bekleniyor.
ABD’li bilim insanları, bu yeni hidrojeli test etmeye devam ederken, ilk sonuçlar oldukça ümit verici görünüyor. Eğer hidrojelin klinik testleri başarılı olursa, bu teknolojinin yalnızca askeri sağlık alanında değil, sivil acil durum ve afet müdahalelerinde de yaygın olarak kullanılması bekleniyor.
Savunma Bakanlığı, hidrojelin saha testleri tamamlandıktan sonra geniş çapta üretime geçmeyi planlıyor ve bu yenilikçi teknolojinin, savaş alanında yaralanan askerlerin iyileşme sürecinde devrim niteliğinde bir değişiklik getireceğine inanıyor.