NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Brüksel'deki NATO karargahında bir araya geldi.

Görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında Stoltenberg, AB ve NATO olarak Rusya ile savaşan Ukrayna'nın yanında olduklarını vurguladı.

Savaşın başlamasının üzerinden geçen bir yılda "Rusya'nın barış değil daha fazla savaş istediğini" söyleyen Stoltenberg, Kremlin'in Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerden silah aldığını ifade etti ve "Çin'in Rusya'ya silah desteği sağlayabileceğinden giderek daha fazla endişe ediyoruz." diye konuştu.

Stoltenberg, Rusya'nın kazanmasının dünyayı daha tehlikeli bir yere dönüştüreceğini, kazanması için Ukrayna'ya neye ihtiyaç duyuyorsa verilmesi gerektiğini ifade etti.

Bu nedenle Borrell ve Kuleba ile silah üretiminin artırılmasını konuştuklarını dile getiren Stoltenberg, "Ukrayna'nın talebiyle NATO'nun Ukrayna'nın etkili, şeffaf bir tedarik sistemi geliştirmesine yardım etmesi konusunda anlaştık. Bugün ayrıca NATO, AB ve Ukrayna'nın tedarik uzmanlarının Ukrayna'nın silah ihtiyacının tedarik edilmesi için bir toplantı yapması konusunda da anlaştık." ifadesini kullandı.

Stoltenberg, silah üretiminin artırılması ve hızlandırılması konusunda savunma sanayisi şirketleriyle çalışma halinde olduklarını, NATO'nun AB ile üretim meselesinde ve Ukrayna'ya askeri destekte birlikte çalışmaya devam edeceğini bildirdi.

Biden Ukrayna’ya Rusya içinuzun menzilli füzelerin kullanım yetkisini verdi Biden Ukrayna’ya Rusya içinuzun menzilli füzelerin kullanım yetkisini verdi

Stoklar azalıyor, üretim gerekli

Bazı NATO ve AB ülkelerinin Ukrayna'ya silah ve mühimmat desteği sağlamasıyla kendi stoklarının eridiğini belirten Stoltenberg, "(Ukrayna'daki savaşta) Mühimmat kullanımı üretimden çok daha fazla. Bu durum sürdürülebilir değil. Daha fazla üretmeliyiz." dedi.

Stoltenberg, savunma sanayisi şirketleriyle sözleşmelerin yapıldığını fakat büyük yatırımların zaman gerektirdiğini dile getirdi.

Stoltenberg, Rusya'nın nükleer silahların kontrolünü öngören Yeni START anlaşmasına katılımını askıya almasıyla ilgili soru üzerine de Rusya'nın bu kararının ve daha önceki benzer anlaşmalardan çekilmesinin "dünyayı daha tehlikeli hale getirdiğini" belirtti.

Ukrayna tedarik zincirinde koordinasyon istiyor

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba da mühimmat üretim ve teslim etme kapasitesinin mevcut olduğunu belirterek mühimmatı üreten, sözleşmeyi yapan ve kullanan taraflar arasındaki üçgenin sorunsuz işlemesi gerektiğine dikkati çekti.

"Açık konuşalım. Kimse savaşın bu kadar uzun sürmesini beklemiyordu." diyen Kuleba, geçen yaz itibarıyla mühimmat üretiminin artırılması ihtiyacının ortaya çıktığını ifade etti.

Kuleba, o dönemden itibaren birçok üretim bandında Ukrayna için mühimmat imalatının artırıldığını ancak bunun yeterli olmadığını, aksi halde savaşın çoktan bitmiş ve Ukrayna'nın zafer kazanmış olacağını vurguladı.

Üretmeye ve satın almaya hazır olan taraflar arasındaki bağlantının önemine dikkati çeken Kuleba, "Savunma sanayisi temsilcileriyle görüşüyorum. Bu uçurum, daha da belirgin hale geldi. Ama bu satın alan tarafın yeterli siyasi irade göstermediği anlamına da gelmiyor. Prosedür eksikliği, tüm bunların nasıl işlemesi gerektiğine dair bir anlayış eksikliği söz konusu. Bu yüzden savunma sanayisi ile temastayız. Tüm tarafları bir araya getirecek bir koordinasyon mekanizması kuruyoruz." diye konuştu.

Borrell'den üye ülkelere çağrı

Borrell de "Dün gece AB savunma bakanlarından Ukrayna'ya kendi ellerindeki mühimmatı vermelerini istediğim, bugün ellerine geçecek bir mektup gönderdim." dedi.

Ukrayna'ya gerekli silahların sağlanması için "aylar değil, yalnızca birkaç haftalık zaman" kaldığını vurgulayan Borrell, "Yapmamız gereken ilk şey, elimizdekini vermek. İkinci olarak satın almak. Üçüncü olarak üretim kapasitesini artırmak." diye konuştu.

Borrell, "Zaman parametrelerine iyi bakıldığında, bugün Avrupa'da savaş malzemesi üretimi hala cephelerdeki acil durumla uyumlu değil. Yani bu bir hızlandırma meselesi. Bu, üye ülkelerin siyasi iradesine bağlı olarak hızlı bir şekilde yapılabilir." değerlendirmesinde bulundu.