Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 5 Mart 2025 tarihinde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, Fransa’nın nükleer caydırıcılığının Avrupa müttefiklerini koruma amacıyla genişletilmesini önerdi. Macron, Fransa’nın nükleer yeteneklerinin tamamen egemen ve Fransız kontrolünde olduğunu vurgulayarak, bu caydırıcılığın 1964’ten beri Avrupa güvenliğinde kilit bir rol oynadığını belirtti.
Bu öneri, Almanya’nın yeni seçilen Şansölyesi Friedrich Merz’in Avrupa savunma stratejisine yönelik endişelerinin ardından geldi. Macron, “Geleceğin Alman şansölyesinin tarihi çağrısına yanıt olarak, caydırıcılığımız aracılığıyla Avrupa müttefiklerimizin korunması konusunda stratejik bir tartışma başlatmaya karar verdim.” dedi. Ancak, Fransa’nın nükleer cephaneliği üzerindeki kararların yalnızca Fransız cumhurbaşkanının yetkisinde kalacağını da vurguladı.
Macron, Rusya’nın artan askeri harcamalarına dikkat çekerek, Moskova’nın bütçesinin %40’ını savunmaya ayırdığını ve 2030 yılına kadar üç milyon ek asker ile 4.000 tankı envanterine katmayı planladığını belirtti. Bu durumun tüm Avrupa için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Bu gelişmeler, Avrupa’nın kendi savunma kapasitesini güçlendirme ve ABD’nin gelecekteki taahhütlerine olan bağımlılığını azaltma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Macron’un teklifi, Avrupa savunma politikasında Fransa’nın liderliğini pekiştirme ve karmaşık güvenlik ortamında stratejik özerkliği artırma çabası olarak görülüyor.