Analiz

JFK Suikasti: Açıklanan gizli belgeler neleri ortaya çıkardı?

ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla John F. Kennedy suikastine dair belgeler kamuoyu ile paylaşıldı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. Başkanı John F. Kennedy’nin 1963 yılında suikasta uğramasının ardından geçen onlarca yıl boyunca olayın perde arkası hala tam anlamıyla aydınlatılamadı. Ancak bugün ABD Ulusal Arşivleri (NARA) tarafından kamuoyuna açılan JFK Suikastı Belgeleri, bu tarihi olayın gizli yönlerini ortaya koyabilecek yeni bilgiler sundu.

Bu belgeler, suikastla bağlantılı istihbarat raporları, resmi soruşturmalar, diplomatik yazışmalar ve ABD hükümetinin sürece dair iç iletişimlerini içeriyor. Açıklanan dokümanlar, Lee Harvey Oswald’ın bağlantılarından CIA ve FBI’ın rolüne kadar pek çok kritik detayı barındırıyor. Peki, bugün açılan bu belgeler hangi yeni bilgileri gün yüzüne çıkardı?

1. Lee Harvey Oswald’ın Yabancı Ülkelerle Olası Bağlantıları

JFK suikastının resmi faili olarak kabul edilen Lee Harvey Oswald, uzun yıllardır tek başına hareket eden bir suikastçı mıydı, yoksa daha büyük bir komplonun parçası mıydı? 2025’te yayımlanan belgeler, Oswald’ın Sovyetler Birliği ve Küba ile olan temaslarını daha detaylı şekilde gözler önüne seriyor.

Yeni belgeler, Oswald’ın suikasttan kısa bir süre önce Meksika’daki Sovyet ve Küba büyükelçiliklerini ziyaret ettiğini doğruluyor. Bu ziyaretlerin içeriği tam olarak açıklanmasa da, Oswald’ın Küba’daki Fidel Castro hükümetinden veya Sovyet istihbarat servislerinden destek alıp almadığı konusu yeniden tartışmaya açılmış durumda.

Özellikle, ABD istihbarat servislerinin Oswald’ı suikasttan aylar önce takip ettiğini ortaya koyan belgeler, Oswald’ın eylemlerinin önceden bilindiği ve engellenebileceği yönündeki iddiaları güçlendiriyor.

2. CIA ve FBI’ın Suikast Öncesi ve Sonrasındaki Rolü

Belgeler, CIA ve FBI’ın suikasttan önce Oswald hakkında bilgi sahibi olduğunu ve onu izlediğini ancak buna rağmen bir önlem alınmadığını gösteriyor. Özellikle FBI’ın, Oswald’ın Dallas’taki varlığı ve potansiyel tehdit oluşturabileceğine dair bilgi sahibi olduğu ancak yeterli önlem almadığı belgelerle ortaya konuyor.

Bunun yanı sıra, yeni açıklanan belgeler arasında CIA’in suikast sonrası tutumu ile ilgili de çarpıcı bilgiler yer alıyor. CIA’in, suikastın uluslararası bir komplo olabileceği ihtimalini göz ardı ettiği ve Warren Komisyonu’na sunduğu belgelerde bazı bilgileri sakladığı öne sürülüyor.

Bu durum, ABD yönetiminin suikastın arka planını tam olarak açıklamak yerine belirli gerçekleri örtbas etmeye çalıştığı yönündeki iddiaları güçlendiren unsurlar arasında yer alıyor.

3. Warren Komisyonu’nun Güvenirliği Sorgulanıyor

JFK suikastını araştırmak için oluşturulan Warren Komisyonu, 1964 yılında yayımladığı nihai raporda Oswald’ın tek başına hareket ettiğini ve suikastın arkasında bir komplo bulunmadığını ilan etmişti. Ancak 2025’te açıklanan belgeler, bu resmi anlatının eksik veya yanlış bilgiler içerebileceğini gösteriyor.

Yeni belgelerde, bazı Warren Komisyonu üyelerinin suikasta dair alternatif senaryoları araştırmak istediği ancak ABD yönetimi tarafından engellendiği bilgisi yer alıyor. Ayrıca, Oswald’ın bağlantıları ve suikastın organizasyonu hakkındaki bazı kritik kanıtların rapordan çıkarıldığı yönünde bulgular mevcut.

Bu bilgiler, Warren Komisyonu’nun güvenilirliğini ciddi şekilde sarsarken, suikastın ardında daha büyük bir güç olabileceği ihtimalini yeniden gündeme getiriyor.

4. Pentagon ve Askeri Endüstriyel Kompleks İddiaları

JFK suikastıyla ilgili uzun süredir devam eden bir diğer teori de, askeri-endüstriyel kompleksin suikasta müdahil olmuş olabileceği yönündedir. Kennedy’nin, Vietnam’daki Amerikan askeri varlığını azaltma planları ve nükleer silah yarışını durdurma çabaları, bazı derin devlet unsurlarının hoşuna gitmemiş olabilir.

Açıklanan belgelerde, Pentagon ve üst düzey generallerin Kennedy’nin bazı dış politika kararlarından rahatsız olduğu yönünde ifadeler yer alıyor. Bu belgeler, suikastın askeri istihbarat içindeki grupların bilgisi dahilinde veya desteğiyle gerçekleşmiş olabileceği yönündeki iddiaları güçlendiriyor.

5. Yeni Açıklamalar ve Kamuoyunun Tepkisi

ABD Ulusal Arşivleri tarafından açıklanan belgeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Suikastın hala tüm yönleriyle açıklığa kavuşmamış olması, komplo teorilerinin daha da güçlenmesine neden oldu. JFK’nin ailesi ise, suikastın üzerinden 60 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hala kesin bir sonuca ulaşılamamış olmasını “ABD tarihinde çözülmemiş en büyük gizemlerden biri” olarak nitelendiriyor.

ABD hükümeti, açıklanan belgelerin JFK suikastı hakkındaki tüm gerçekleri içerdiğini savunsa da, birçok araştırmacı hala bazı önemli dokümanların saklı tutulduğuna inanıyor. Örneğin, suikast gününe ait bazı kritik CIA ve FBI belgelerinin halen gizli tutulduğu ve kamuoyuyla paylaşılmadığı belirtiliyor.

Sonuç: JFK Suikastı Gizemi Devam Ediyor

Bugün açılan JFK Suikastı Belgeleri, olayın bilinmeyen yönlerine dair önemli ipuçları sunarken, aynı zamanda yeni soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Lee Harvey Oswald’ın yalnız bir tetikçi mi olduğu, CIA ve FBI’ın suikastı önceden bilip bilmediği, askeri-endüstriyel kompleksin olayda rolü olup olmadığı gibi sorular hala tam anlamıyla yanıtlanmış değil.

Bu yeni belgeler, Kennedy suikastının tarihteki en büyük siyasi suikastlardan biri olmaya devam ettiğini ve olayın perde arkasının hala tam anlamıyla aydınlatılamadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Kamuoyunun beklentisi ise, tüm gizli belgelerin açıklanarak bu tarihi olayın tam anlamıyla aydınlatılması.

Defence Türkiye