Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Eğitim Teknolojileri Kuluçka Merkezinin, girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmeleri için finansman, eğitim, mentorluk, işbirliği geliştirme ve yatırımcılarla buluşturma gibi hizmetleri sunacağını söyledi.
Varank, ODTÜ TEKNOKENT'te bulunan Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi (ATOM) ve Eğitim Teknolojileri Kuluçka Merkezlerinin açılış töreninde, merkezlerin Ankara Kalkınma Ajansı ile KOSGEB’in destekleriyle hayata geçirildiğini belirtti.
Programın yapıldığı binayı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB, ODTÜ TEKNOKENT ve Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği Eğitim Teknolojileri Kuluçka ve İnovasyon Merkezine (ETKİM) dönüştürdüklerini ifade eden Varank, "Eğitim, danışmanlık, mentorlük, ortak altyapılar, ofisler, ne ararsanız burada hizmet olarak mevcut. Dijital oyun, animasyon ve eğitim teknolojileri alanlarında girişimcilerimizin uğrak yeri olacağına inandığım merkezimiz, üniversitemize, Ankara’ya ve ülkemize hayırlı olsun." dedi.
Varank, animasyon ve oyunun teknoloji dünyasının en hızlı gelişen alanlarından biri olduğunu belirterek, özellikle veri depolama ve bulut tabanlı teknolojilerde, sanal gerçeklik ve metaverse alanlarında yaşanan gelişmelerin oyun sektörünün gelişimini daha da hızlandıracağına vurgu yaptı.
Global oyun pazarının 200 milyar dolar, animasyon pazarının da 400 milyar dolar ekonomik büyüklüğe ulaştığını anlatan Varank, 2030 itibarıyla oyun pazarının 500 milyar dolar, animasyon pazarının da 600 milyar dolara ulaşacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Varank, Türk oyun sektörünün aldığı yatırımlar ve gerçekleşen başarılı satın almalarla dünyada ön plana çıkmaya devam ettiğini ifade ederek, "Türkiye’de oyun pazarının büyüklüğü 1,2 milyar dolara yükselirken, dijital oyuncu sayısı 42 milyonu aşmış durumda. Son 5 yılda ülkemizde oyun alanında 800’e yakın start-up kuruldu. Türkiye’de geliştirilen oyunlar dünyanın en çok hasılat yapan oyunları arasına girmeye başladı. Bugün artık küçücük bir start-up, kısa sürede büyüyerek en köklü global şirketlerin onlarca yılda ulaşabildiği seviyelere kolaylıkla gelebiliyor." dedi.
Start-up'ların ekonominin itici gücü olabileceğine işaret eden Varank, yüksek teknoloji başta olmak üzere tüm alanlarda başarılı girişimlerin kurulmasını teşvik ettiklerini kaydetti.
Varank, Türkiye’nin ilk tematik ön kuluçka merkezi olarak kurulan ATOM'u verdikleri desteklerle altyapısını iyileştirdiklerini, fiziksel kapasitesini artırdıklarını bildirdi.
"Teknopark sayısını yapılan yatırımlarla 98’ye çıkarttık"
Varank, Kovid-19 salgını süresince ve devamında gelen teknolojik dönüşümün eğitim sektörünün gelişimini de derinden etkilediğini söyledi. Bu süreçte yeni yaklaşımların ortaya çıktığını dile getiren Varank, artık eğitimin mekandan ve zamandan bağımsız, veriye dayalı ve kişiye özel bir deneyime dönüşmeye başladığını aktardı.
Varank, eğitim teknolojileri sektörünün 5 yıl içinde 250 milyar doları ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu manada, eğitim teknolojileri ekosistemini geliştirmeye yönelik ilk kurumsal yapı olacak açılışını yaptığımız Eğitim Teknolojileri Kuluçka Merkezimiz, girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmeleri için finansman, eğitim, mentorluk, işbirliği geliştirme ve yatırımcılarla buluşturma gibi hizmetleri sunacak. Ofis, ekipman ve altyapı desteği sağlayacak, Araştırmacıları, öğretmenleri, eğitim teknolojileri firmalarını, girişimcileri ve potansiyel yatırımcıları bir araya getirecek. Teknoloji girişimciliği alanında hizmet verecek bu kuluçka merkezinin, yeni unicornlar çıkarttığına hep beraber şahit olacağız, ben buna yürekten inanıyorum."
Varank, Türkiye'nin teknoloji tabanlı işlerde ciddi sıçrama yakaladığını belirterek, bu doğrultuda, Türkiye'yi öncü ülkelerden biri haline getirmek amacıyla, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunu ortaya koyduklarını bildirdi.
Girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak için sağladıkları desteklerden bahseden Varank, dünyanın en gelişmiş 20 ekosistemi arasında yer alarak 15 turcorn ve 5 decacorn çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Varank, 2002’de 2 olan teknopark sayısını yapılan yatırımlarla 98’ye çıkardıklarını kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün geldiğimiz noktada teknoparklarımız, 92 bin AR-GE personelinin çalıştığı 9 binden fazla girişime ev sahipliği yapan, milyarlarca dolarlık ihracatın gerçekleştiği, yapay zeka, oyun, sağlık, havacılık ve uzay teknolojileri gibi alanlarda kritik projelerin yürütüldüğü, birçok başarı hikayesinin yazıldığı alanlara dönüştü. Firmalarımızın kendi bünyelerinde kurdukları AR-GE ve Tasarım Merkezlerini de ilk defa biz iktidarımız döneminde desteklemeye başladık. Türkiye’de halihazırda 1581 AR-GE ve Tasarım Merkezi var. Bu altyapıların yanında elbette finansman konusu da girişimcilik ekosisteminin en önemli gündem maddelerinden birisi. Girişimcilik alanında altın çağını yaşayan ülkemizde sadece son 4 yılda sermaye piyasasına kayıtlı 1,3 milyar dolar büyüklüğünde 86 fon kuruldu. Özel sektörün yanında kamu kaynaklarıyla Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu ve Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonu'nu kurduk. Tech-InvesTR programı çerçevesinde 2,8 milyar liralık kaynağı harekete geçirdik."
Bakan Varank, bu çalışmalar ve verilen destekler sayesinde AR-GE harcamalarının milli gelire oranının son 20 yılda binde 5’lerden yüzde 1,40 seviyesine yükseldiğini söyledi.
2002'de 29 bin olan tam zaman eşdeğer AR-GE personeli sayısının 222 bine çıktığını ifade eden Varank, Türk start-up'ların 2022'de yaklaşık 1,6 milyar dolar yatırım aldığını bildirdi.
Varank, değeri 1 milyar doların üzerinde olan Türk teknoloji şirketi sayısını 6'ya çıkarttıklarını aktardı. 20 yılda yapılan yatırımların Türkiye’ye önemli kabiliyetler kazandırdığını bildiren Varank, "Togg şu anda yollarda. Tüm bakan arkadaşlarımız makam aracı olarak Togg’u kullanıyorlar. Keşke fırsat olsa sizinle Türkiye’nin caddelerinde bir dolaşsak. Arabanın yanına gelip fotoğraf çektirmek isteyenler, önüne kırıp şu arabaya bir dokunayım diyenler, gelip arabanın yanında ağlayan vatandaşlarımız aslında Türkiye’nin başarıya ne kadar aç olduğunu ama Türkiye’nin de istediğinde neleri başarabileceğini göstermesi açısından oldukça önemli." ifadelerini kullandı.
Varank, Togg’un projesinin ilan edildiği andan itibaren sürekli birileri tarafından karalamaya çalışıldığını belirtti. Bu karalamalardan bahseden Varank, “Bu işlere birileri kara çalmaya çalışacak ama biz yolumuza devam edeceğiz. Çünkü biz Türkiye’nin kabiliyetlerinin farkındayız. Türkiye’nin inandığında neleri başarabileceğini görüyoruz. Bugün tüm dünya Türkiye’nin insanız hava aracı teknolojisinden bahsediyor. Dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun, mutlaka Türk İHA ve SİHA’larıyla ilgili bir habere rastlarsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Başta gençler olmak üzere teknoloji ve inovasyon ekosistemine güvendiklerini ifade eden Varank, "Önümüzde yaklaşan bir seçim var. Türkiye’yi hızla bu seçim atmosferinden çıkarıp yolumuza devam etmek istiyoruz. Yapacak çok işimiz var." dedi.
Varank, veriye dayalı siyaset yapmayı ve ayakları yere basarak konuşmayı önemseyen biri olduğuna vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti:
"Onun için biz neler yapacağız, önümüzdeki dönemde nasıl bir vizyon ortaya koyacağız, bunu göstermenin yanında, acaba bize rakip olacaklarını iddia edenler neler vadediyor, bunu da incelemeyi ihmal etmedim. Bakınız 6’lı masanın bir ortak politikalar metni var, bu metne baktığınızda bırakın yeni politika ve proje önerilerini daha ülkemizde şimdiye kadar neler yapılmış, Türkiye’nin gerçek fotoğrafı nedir, bunu bile göremediklerini görüyoruz. Bakınız metinden bazı başlıklardan size örnekler vermek istiyorum. Diyorlar ki Türkiye’yi giderek sözüm ona dışlandığı uluslararası araştırma ve yenilik ağlarına dahil edip, AB yenilikçi ekosistemi içerisinde aktif olarak bulunmasını temin edeceklermiş. Göreve geldiğimiz günden bugüne araştırmacılarımızın uluslararası AR-GE ve yenilik işbirliği ağları içinde yer almalarını zaten teşvik ediyoruz. Geçtiğimiz yıllarda bir AB projesine sadece dahil olabilmek başarı kabul edilirken, şimdi Avrupa’dan çok sayıda kuruluşun katıldığı büyük konsorsiyumlu projelerinin yöneticiliğini Türk firmaları yapıyor. Üstelik AB programlarına ödediğimiz ulusal katkı payından daha fazlasını artık geri alıyoruz.
Yine ne diyorlar (6’lı masa) akademisyenlerin sanayi kuruluşlarında, teknoparklarda ve benzeri oluşumlarda çalışabilmelerinin önünü açacaklarmış. Akademisyenlerimiz zaten AR-GE ve tasarım merkezleri ile teknopark firmalarında tam zamanlı çalışabiliyor, Teknoparklarda kendi şirketlerini kurabiliyor. Sanayiye hizmet verebiliyor ama haberleri yok. Altılı masanın metninden bir başka örnek, Türkiye’nin uydu geliştirme çalışmalarını hızlandıracak, bu alandaki teknolojilerin yerlilik oranını en az yüzde 50’nin üzerine çıkaracağız diyorlar. Onlar söyleyedursun, biz cumartesi günü (15 Nisan) Türkiye’nin ilk metre altı çözünürlüklü yerli ve milli yer gözlem uydusunu başarıyla uzaya fırlattık. Milli gururumuz İMECE, yörüngeye yerleşti."
Varank, İMECE'deki yerlilik oranın ise yüzde 90’lara ulaştığını söyledi. Türkiye Yüzyılı'nın bilimin, üretimin, verimliliğin, dijitalin, kalkınmanın, sürdürülebilirliğin, gençliğin ve başarının yüzyılı olacağına vurgu yapan Varank, yenilikçi ve teknoloji tabanlı girişimlerin katkılarıyla bu hedeflere çok daha hızlı ulaşılacağını kaydetti.
Varank, bu kapsamda küresel piyasada adından söz ettirecek yeni Türk markaları çıkarmak üzere cesur girişimcileri, yenilikçi fikirleri desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.
Konuşmanın ardından Varank, merkezleri gezerek firma çalışanlarıyla sohbet etti ve yaptıkları işler hakkında bilgiler aldı.
Açılış programına Ankara Valisi Vasip Şahin, KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ve akademisyenler katıldı.