Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin 3 büyük şehrinde TEKNOFEST düzenleyeceklerini yılbaşında ilan ettiklerini hatırlatan Kacır, İstanbul ve Ankara'nın ardından şimdi de İzmir'de olduklarını söyledi.
Kacır, İstiklal'in sembol şehirlerinden İzmir'de olmaktan, "Milli Teknoloji Hamlesi"ni ve "Tam Bağımsız Türkiye" vurgusunu İzmir ile buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi.
İzmir'in, TEKNOFEST'i büyük bir heyecan ve coşkuyla karşıladığını ifade eden Kacır, sabahın ilk saatlerinden itibaren 10 binlerce İzmirli ve bölgenin farklı şehirlerinden misafirin Çiğli Havaalanı'na geldiğini aktardı.
Kacır, bu coşku ve heyecanın kendilerini her seferinde mutlu ettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Özellikle gençlerimizin ve çocukların ilgisi görülmeye değer. TEKNOFEST'in odağında gençler, çocuklar ve öğrencilerimiz var. Onların, hayallerini projelere, projelerini girişimlere dönüştürdükleri yarışmalar var. Bu yıl 44 farklı yarışmada 337 bin takımda 1 milyon genç ile erişilmesi zor bir rekora hep birlikte imza attık. Ankara ve İzmir TEKNOFEST'lerini de öncekilerden farklı olarak teknoloji girişimlerine odakladık. TEKNOFEST yarışmalarına katılan projeler geliştiren öğrenciler henüz lise çağından itibaren artık kendi teknoloji girişimlerini kurmaya başladılar. İklim değişikliğinden çevreye, enerjiden engelsiz çözümlere farklı alanlarda gençlerimizin projelerinin başarılı teknoloji girişimlerine dönüştüğüne birlikte şahitlik ediyoruz. Gençleri ödüllendirmekten ve önlerini açmaktan mutluluk duyuyoruz. Pazar günü de gelecek yıl TEKNOFEST gerçekleştireceğimiz şehre, TEKNOFEST sancağını teslim edeceğiz."
"Gençlerin önünü daha fazla açmalıyız"
Kacır, TEKNOFEST'e yurt içinden ve yurt dışından çok ciddi talep olduğunu, dost ve kardeş ülkelerden böyle bir beklenti olduğunu aktardı.
Hepsiyle görüşmelerini yapacaklarını ve gelecek yılı da şimdiye kadar olduğu gibi dolu dolu geçireceklerini vurgulayan Kacır, "Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda 100 yıllık projelere imza attık. Böylelikle bazı alanlarda bizden daha ilerde olan ülkelerle arayı hızlı kapatma imkanına kavuştuk. Önümüzdeki dönemde Türkiye'ye sıçrama getirecek olan da teknoloji girişimciliği ve Türkiye'nin yüksek katma değerli ürün üretmesidir. Bunu mümkün kılabilmek adına da beşeri sermayemize daha fazla katkı yapmalı, gençlerimizin önünü daha fazla açmalıyız." diye konuştu.
"Milli Uzay Programı'ndaki tüm hedefler gerçekleşecek"
Türkiye'nin özellikle uzay alanında son dönemde önemli projeleri birer birer gerçekleştirdiğini belirten Kacır, 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Uzay Programı'nı paylaştığını ve 2030'a kadarki hedefleri açıkladığını hatırlattı.
Kacır, bunlardan birinin uzaya ilk Türk uzay yolcularının gönderilmesi olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"30 bin kişinin arasından Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever halihazırda eğitimlerini tamamlamak üzereler. Çok kısa zaman içerisinde Uluslararası Uzay İstasyonu'na artık ilk Türk uzay yolcumuz gidecek. Orada tıptan malzeme bilimine kadar farklı alanlarda 13 farklı deneye imza atacaklar. Böylelikle İlk Türk Uzay Bilim Misyonu'na da imza atılacak. Benzer pek çok proje Türkiye'nin uluslararası uzay ekosisteminde günden güne dikkat çekmesini beraberinde getirdi. Bu yıl ilk kez 34. Gezegen Kongresi ülkemizde düzenlendi. Farklı ülkelerden 70'e yakın astronot ve kozmonot Bursa'da buluştu. Bizim uzay yolcularımızın onlarla birlikte olması bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Bu seçkin topluluğa artık Türkiye'den vatandaşlar da dahil olmuş olacak. 42 ülke vatandaşını uzaya göndermiş. Biz de bu kervana iddialı şekilde katılmış olduk."
Kacır, ileriki yıllarda Milli Uzay Programı'ndaki tüm hedeflerin adım adım gerçekleşeceğine inandıklarını dile getirdi.
Türkiye'nin, bu konularda çok tecrübeli bir ülke olduğunun altını çizen Kacır, yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE'yi yerli ve milli imkanlarla üretip uzaya gönderdiklerine işaret etti.
Kacır, ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A'nın da gelecek yıl uzaya gönderileceğini belirterek, "Böylelikle Türkiye, bu kabiliyete haiz dünyadaki 10 ülkeden biri olacak. Türkiye bu projeleri yapabilecek beşeri sermayeye ve test ve geliştirme altyapılarına sahip. Dolayısıyla bugüne kadarki yetkinliklerimizi, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin uluslararası uzay ekonomisinden daha fazla pay almasını sağlayacak şekilde harekete geçireceğiz."