ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi tarafından yayımlanan istihbarat değerlendirme raporunda, İran'ın nükleer silah üretimine yol açacak faaliyetlerini artırmasına rağmen şu ana kadar nükleer silah üretimine yönelmediği belirtildi.
İran'ın, nükleer faaliyetlerini özellikle Kasım 2020'de nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'ye yönelik İsrail'in suçlandığı suikast sonrasında hızlandırdığına dikkati çekilen raporda, "İran, şu anda test edilebilir nükleer cihaz için gerekli olacak kilit nükleer silah geliştirme faaliyetleri yürütmüyor." ifadelerine yer verildi.
Buna karşılık, İran'ın istediği takdirde nükleer silah üretim imkanına kavuşmasına yol açabilecek parçalanmış uranyum için araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret edilen raporda, İran'ın balistik füze programının da "Orta Doğu'daki ülkeler için önemli bir tehdit oluşturmaya devam ettiği" kaydedildi.
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
ABD'nin 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilmesinden bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini durduran İran, Muhsin Fahrizade suikastı sonrasında Aralık 2020'de Meclis tarafından çıkarılan yasa kapsamında ilk olarak Natanz'da Nisan 2021'de yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurmuştu.
Uranyumun yüzde 20 ve üzerinde zenginleştirilmesi nükleer bomba elde etmeye imkan sağlayacak yüzde 90 saflıkta parçalanabilir uranyuma ulaşmak için önemli bir aşama olarak kabul ediliyor.
İran, nükleer programının barışçıl olduğunu ve nükleer silah geliştirmeyi amaçlamadığını ifade ediyor.