Washington’daki Brookings Enstitüsü'nde konuşan Allvin'e, Bushnell'in "bu soykırıma ortak olmayacağım" sözleriyle gerçekleştirdiği protestosu soruldu.
Allvin, "Hava Kuvvetlerimiz açısından biz buna, ister siyasi ister başka sebeplerle olsun, içimizden birini kaybettiğimiz şeklinde bakıyoruz. Siyasi protesto ya da her ne olursa olsun herhangi bir intihar trajedidir." yanıtını verdi.
Olayın standart soruşturma çerçevesinde incelendiğini belirten Allvin, her yıl yaklaşık 100 civarında intihar vakası yaşandığını ve bu son intihara çok fazla siyasi anlam yüklendiğini söyledi.
Allvin, "Bu, kaybettiğimiz havacılarımızdan sadece biri ve biz aileye, birimine bakıyoruz ve bunun arkasında herhangi bir bağlam olup olmadığını, hangi derslerin alınabileceğini gerçekten anlamaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
Allvin’in konuşması sırasında salonda bulunan bazı protestocular, "Onun (Aaron Bushnell) ismini söyle", "Şimdi ateşkes" şeklinde sloganlar attı.
ABD Savunma Bakanlığı da (Pentagon), Bushnell'in ölümü için "trajedi" ifadesini kullanmıştı.
Aaron Bushnell'in kendisini ateşe vermesi
ABD Hava Kuvvetlerinde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, 24 Şubat'ta, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde "Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim." demiş ve başından aşağı benzin dökerek kendisini ateşe vermişti.
Üzerinde askeri üniformasıyla Bushnell, nefesi kesilene kadar "Filistin'e özgürlük" diye bağırmıştı.
Büyükelçilik polislerinden birinin, alevler içinde kalan Bushnell’e silahını doğrultup beklediği, diğer polisin de "Silaha değil yangın söndürücüye ihtiyaç var." diyerek alevleri söndürmeye çalıştığı görülmüştü.
Metropolitan Polis Departmanı, 25 yaşındaki Bushnell'in, kendisini yakmasının ardından yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.